Bayram tatilini fırsat bilip 4 gece 5 günlük bir Tunus turuna katıldım. Tunus hakkında çok fazla bir bilgi bulmak mümkün olmadığı için birşeyler karalayım dedim ki gidecek olanlara bir katkım olsun.
Tunus'u tercih etmemin birkaç sebebi vardı. İlki vize istememesi. Hiçbir prosedüre tabi olmadan uçağa atlayıp gidebiliyoruz. İkincisi Fransızca. Ülkede ilkokul ikinci sınıfa kadar Arapça, ikinci sınıftan sonra Fransızca eğitim yapılıyor. Ayrıca hemen hemen herkes azçok İngilizce de konuşuyor. Tunus halkı güzel bir halk. Herkes çok samimi ve çok yardım sever. Dükkanlarını bırakıp sorularınızı cevaplandırıyor hatta yolu tarif etmekten öte size eşlik ediyorlar. Hırsızlık yok, can güvenliği problemi yok. Tunusluların kendisi de batılılar gibi giyindiği için bayanların askılı giydim etek giydim derdi yok. Güvenle dolaşabileceğiniz bir ülke.
Tunus bir islam ülkesi gibi görünse de işler biraz farklı. Ülkede sıkı bir laiklik uygulanıyor. Geçen seneye kadar sokakta polis başı aşırı kapalı olanları uyarıyormuş. Sokaklarda pek türbanlı göremiyorsunuz. Kara çarşaf hiç yok. 200-300 kişilik bir grupta birkaç başörtülü görebilirsiniz. Muhtemelen onlar da Tunus'lu değildir. Ülkede içki Ramazan ayında ve bayramların birinci günü sadece turistlere satılıyor, Tunus'lulara yasak. Bayramların birinci günü saat gece 12'den sonra bütün Tunus'lular içkiye saldırıyor. Boukha ve Thibarine adında iki milli içkileri var. Boukha incirden yapılan ingilizce sprint fransızca l'eau de vie diye kategorize edilen sert bir içki türü. Votka ve tekila arası birşey. Bazı kaynaklarda Boukha Tunus Rakısı olarak da geçiyor. Thibarine ise bir likör türü. Her iki içki de buzla veya kokteyl olarak tüketiliyor.
Ramazan'da içki yasak dedik ama konuştuğum Tunus'lulardan biri alkol yasak ama haşhaş serbest dedi. Yoğun miktarda haşhaş tüketimi varmış. Bayram konusu da bir tuhaf. Bayramın hangi gün olacağına dini liderler aya bakarak karar veriyor. Bir gün önceden bile bayramın ne zaman olacağı tam belli değil. Ayrıca hem Ramazan hem Kurban bayramı sadece 2 gün.
Tunus'ta kumarhaneler de var. Girdiğimiz kumarhanelerden biri Medina denen alışveriş merkezinin içindeydi. Ancak kumarhanelere Tunus vatandaşlarının girmesi yasaklanmış.
Tunus Habib Bourguiba'nın öncülüğünde kurulmuş, cumhuriyet ve laik rejime geçmiş. Ülkede yoğun miktarda Osmanlı ve Fransız izi var. Tunuslular diğer araplara göre daha iyi şartlarda, daha temiz ve daha ahlaklı yaşıyorlar. Hiç şüphesiz Tunuslular bunu gericiliği ülkesinden uzak tutan Habib Bourguiba'ya borçlular. Ancak sonuçta Bourguiba da bir diktatörmüş ve yaşlanıp balatayı sıyırınca Zeynel Abidin Bin Ali bir darbe yaparak başa gelmiş. Seçim yapmış ve birinci çıkmış rakibi olmadığı için. 2010 Yılı sonunda ise işler karışmış. Arap baharı dalgasının başladığı ilk yer Tunus. Olay şöyle.. Üniversite mezunu bir genç olan Muhammed Bouazizi iş bulamadığı için işportacılık yapmaya başlar. İşporta tezgahına belediye el koyar ve belediye memuresi kadın Muhammed'e bir tokat yapıştırır. Tunus diktatörlük altında bir polis devleti olduğu için belediye çalışanları bile istediğinde halka sert davranabiliyormuş. Ancak Muhammed bunu kendine yediremez ve kendi yakar. Bu eylem üzerine Tunus halkı onurlu bir eyleme başlar. Eylemlerde bir kadın ölür ve Muhammed tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeder. İsyanın büyümesi nedeni ile devlet başkanı Bin Ali ailesiyle beraber ülkeden kaçar. Ama yalnız gitmez, Tunus hazinesinin de önemli bir bölümünü yanında götürür. Bu isyan diğer arap ülkelerine de yayılır ve arap baharı başlamış olur...
Tunus'un başkentinin adı da Tunus. Biz turizmle öne çıkan Hammamet şehrinde kaldık. Bunlar haricinde Kairouan, Sousse ve Monastir şehirleri de meşhur. Tunus'ta yapılan standart birkaç tur var. Bunlardan ilki Tunus-Kartaca-Bardo Müzesi ve Sidi Bou Said turu. Bu tur başkent Tunus ve çevresini kapsıyor. Meşhur Habib Bourguiba merdanı ve caddesini gezerek başlıyorsunuz tura. Bizim gittiğimizde Bin Ali'nin yerine henüz biri geçmediği ve seçim yapılmadığı için caddede bulunan devlet binalarının önlerinde tanklar falan vardı o yüzden tam tadına varamadık. Bizim kapalıçarşıya benzer çarşılarında biraz alışveriş yaptık. İkinci durak Bardo Mozaik Müzesi. Dünyanın en büyük mozaik müzesiymiş ama bina gerçekten çok dandik. (Bu arada biz döndükten sonra dünyanın en büyük mozaik müzesi Gaziantep'te açıldı. ) Koskoca mozaiklerin ihtişamı heba oluyor. Binanın bir kısmı tadilattaydı ama Türküz dediğimizde kapıları açtılar. Türkleri, Abdullah Gül'ü (neden Tayyip Erdoğan pek tanınmıyor), Polat Alemdarı ve Ezel'i iyi biliyorlar :) Turun üçüncü durağı Kartaca. Kartaca bölgede çok eskiden yaşamış bir medeniyetin adı. Bölgede Romalılardan kalma devasa bir roma hamamı var. Fotoğrafları Facebook profilimde bulabilirsiniz. Turdaki son durak Sidi Bou Said, adını meşhur bir din adamından alıyor. Bugün bölge turistik bir hale gelmiş. Bizim Ege'de Türk ve Yunan taraflarında görünen beyaz ev mavi pencere mimarisinin aynısı. Tunus sembollerle ve el sanatları ile güzelleştirilmiş kapıları ve kuş kafesleri ile de meşhur. Kartaca'da ve Sidi Bou Said'de bulunan evlerin kapıları gerçekten görülmeye değer.
Standart turlardan bir diğeri Kairouan, Sousse, Monastir ve Port El Kantaoui turu. Bu tur ülkenini güneyine ve daha az gelişmiş yerlerine götürüyor. Ben katılmadığım için bu tura uzun uzun yorum yazamayacağım. Sadece birkaç bilgi vermeye çalışayım. Kairouan İslam dininin Afrika'ya geldiği ilk nokta ve Afrika'da yapılan ilk camii olan Okba camisinin bulunduğu yer. Müslüman olmayanları ve örtünmemiş kadınları camiye almıyorlar. Monastir ise Habib Bourguiba'nın doğduğu ve mozalesinin bulunduğu şehir.
Tunus'ta yapılan diğer bilindik turlar güneydeki Berberi köyleri turu ve Tunus gecesi turu. Berberi köylerinde artık gerçekten yaşayan kalmamış. Sadece turistik bir duraktan öteye geçemiyor köyler. Tunus gecesi turu ise bizdeki Türk gecelerinden farklı değil.
Bu standart turların dışında Tunus'un güneyinde başlayan Sahra çölü turu var. Gece çölde konaklamalı bu turlar da yoğun ilgi görüyor.
En çok Hammamet şehrinde gezdik. Tunus'taki her şehirde Medina adı verilen bir çeşit alışveriş ve yaşam merkezleri var. Diğer şehirlerdeki Medina'lar çok eski tarihlerde yapılmış ancak Hammamet Medina'sı daha çok yeni. Medina'nın içinde hediyelik kapalıçarşı ve mısır çarşısı gibi hediyelik eşya dükkanları, baharat dükkanları falan var. Ayrıca birsürü kafe bulunuyor. Tunus'ta Türk kahvesi popüler. Fransızca olarak Cafe Turc diyorlar ama her kafede bulunmuyor. Oturmadan önce menüye bakmak lazım. Ayrıca arap ülkelerinde ve frankafon ülkelerde cafe moure denen bir kavram var. Bu bir kahve yapılıp satılan yer türü alsında ve Türk izleri taşıyor. Çay ve türk kahvesi buralarda mevcut. Medina'da ayrıca içkili ve içkisiz restoranlar ve mini lunaparklar var. Sinema ve kumarhane de cabası. Medina aslında biraz bizim büyük alışveriş merkezlerimize benziyor ama tarzı modern lüks mimari yerine yerel otantik mimari. O nedenle bana daha sevimli geldi. Büyük bir iş adamı olsaydım hemen Türkiye'de Medina açmak için kolları sıvardım.
Hammamet'te gezilecek ikinci büyük yer Marina. Hammamet'in gerçekten çok büyük bir marinası var ve marinada küçük boyutlu tekne bulmak pek mümkün değil. Marina çevresi ise kafe dolu. Bu böylede içkili mekan bulmak biraz zor oluyor yalnız.
Tunus'a gidecekler için birkaç şey yazayım. Tunus'a Tunusair ve THY gidiyor. Tunusair'in kalkış saati çok geç olduğu için bir günününüzü yiyor. Mümkünse THY tercih edin. Sadece uçak bileti bakarsanız gidiş dönüş 400 euro'ya yakın fiyat görebilirsiniz. Halbuki bu fiyatlara 4 gün konaklamalı uçak dahil turlar var. Biz böyle bir tur ile gittik. Uçak bileti almak yerine önce turlara bakın.
Gittiğinizde göreceksiniz, Türk olmak orada önemli biri olmak gibi. Avrupa ve Amerika'da Türkler ikinci sınıf muamele görürken Tunus'ta baştacı ediliyorsunuz. Müzelerde kapalı odalar sizin için açılıyor, "kardeş kardeş" denerek fiyatını sorduğunuz şeyde indirim yapılıyor. Ama siz bunlara kanmayın. Müzedeki kapı açıldıktan sonra bahşiş isteniyor. Birşeyler alırken de yapılan indirimler akıllara zarar. Rehberimizin uyarısı ile biz de çok almaya hevesli değilmişiz gibi davranıp arkamızı dönüp gittik. Bu durumda satıcılar peşinizden geliyor ve büyük indirimler yapıyor. Biz 25 Dinar dedikleri ürünü 5 dinara aldık. Rehberimiz bu oranın 1/10'a kadar çıktığını söylüyor.
Bu arada Tunus'un para birimi Tunus dinarı. 1.3 Dinar=1 USD, 2 Dinar=1 Euro olarak hesap ediliyor. Yabancı para birimi Tunus'ta neredeyse hiç geçmiyor. O yüzden havalimanı, Medina ve Otellerdeki döviz bürolarında parayı çevirmek gerekiyor. Ayrıca neredeyse hiçbir yerde kredi kartının da geçmediğini söyleyeyim.
Yemekler konusunda ben çok büyük bir problem yaşamadım. Ancak kullandıkları biraz ağır yağ nedeniyle bizim hanım pek memnun kalmadı ve pizza yiyip durdu. Bence çok büyük problem yaşamazsınız. Dana, koyun ve hindi ağırlıklı yemekler gördüm hep. Peynirleri kötü, salamları felaket. Türk çayını özleyeceğinizi şimdiden söyleyebilirim. Tunus'un meşhur naneli çayının yanısıra her çeşit abuk çay var ama bizim düz siyah çay yok hiçbir yerde. Yanınıza en azından sallama çay götürün eğer benim gibi çay müptelasıysanız. Otellerden de öyle Antalya'daki oteller gibi bir kalite beklemeyin. Türkiye turizm konusunda dünyadaki çok gelişmiş ülkeleri bile geride bırakıyorken Tunus gibi bir ülkenin halini düşünün. Tabi bu arada Tunus sahillerini övmeden geçemeyiz. Çöl kumu inceliğinde müthiş ince bir kumsal, sıcak hava ve Antalya'nın aksine nem çok düşük.
Toparlamak gerekirse, ben Tunus'u sevdim. Hatta Tunus veya Hammamet şehirlerinde yaşayabilirim bile. Güvenli bir yer ve insanları çok cana yakın. Türkseniz gerçekten daha bir başka davranıyorlar. Herkes arapça, fransızca ve ingilizce biliyor. Çok da ucuz biryer. Küçük gümüş eşyaları 3-4 dolara alabiliyorsunuz. 10km yolda taksiye ödediğiniz para 10-15 lira civarı. Hediyelik eşyalar da çok ucuz. 4 Gece 5 günlük bir tur ortalama 400 euro'ya mal oluyor. Vize yok. Uçuşlar Atatürk havaalanından yapılıyor. Fransa'ya gidip 700euro harcayacağınıza Tunus'a gitmek daha güzel. Hem ucuz hem adam yerine konuyorsunuz hem güzel bir denizi var.
Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Yazmam gereken şeyler hatırlarsam günlüğü güncelleyeceğim.
Sevgiler & Saygılar
9 yorum:
Merhaba,
Ramazan döneminde çarşı ve dükkanların çoğunun kapalı olduğuyla ilgili yorumlar aldım. Siz de tam o dönemde gitmişsiniz, sizin de yorumlarınızı alabilir miyim?
Merhaba,
Arife günü öğleden sonra ve bayramin ilk günü bazı dükkanlar kapalı ama bunlar market turu yerler. Medina denen oryantal alışveriş merkezleri ve genel olarak tum dükkanlar açık
Merhaba,
Arife günü öğleden sonra ve bayramin ilk günü bazı dükkanlar kapalı ama bunlar market turu yerler. Medina denen oryantal alışveriş merkezleri ve genel olarak tum dükkanlar açık
Merhaba,
Arife günü öğleden sonra ve bayramin ilk günü bazı dükkanlar kapalı ama bunlar market turu yerler. Medina denen oryantal alışveriş merkezleri ve genel olarak tum dükkanlar açık
hangi turlar gittiniz kurban bayramında gitmeyi planlıyoruz.
teşekkürler
Böyle yorum yapmaniz cok iyi olmuş cok begendim cok tesekkur ederim bunu okumam faydasi oldu çünkü ben çay içmeden duramam giderken yanimda götüreceğim yakinda oradayim Allah izin verirse
Ellerinize saglik cok faydali olmus. Malesef tunus hakkinda pek bir payladim yok. Ben de Tunusta bir yıl yasadim. Tunus hakkinda nacizane yorumlarimi blogumda yayinladim. https://hayatarasicay.wordpress.com
Beklerim
Gercekten güzel bilgilendirici ve akıcı bir yazı olmus bende Tunus'a çok sık gidiyorum ve yazınızı başarılı ve faydalı buldum.
İki arkadaş 16 şubattaşiki günlgünlüne tunusa gitmek istiyoruz ama o tarihlerde tur yok önerisi olan varmı?
Yorum Gönder