26 Ağustos 2009 Çarşamba

Fıtık ameliyatı


Çift taraflı indirekt fıtık ameliyatı niyetiyle girdigim ameliyathanede ek olarak çift taraflı direk fıtık tespit edilmiş. Bu nedenle çift taraflı toplam 4 nokta fıtığı ameliyatı oldum ve beklenenden biraz daha ağır oldu. Evde biraz fazla istirahat etmek zorunda kalacağım.

Ziyarete gelen, arayan soran herkese tesekkur ederim. Herkese saglik dilemek bugünün en güzel mesajı olur sanırım.

Sevgilerimle

23 Ağustos 2009 Pazar

Günlük yazarı olmak

Blog, günlük, açık günlük. Benim günlük demeyi tercih ettiğim bu internet harikasına bulaşmış insan sayısı sanıldığından çok fazla. Kimi hislerini kimi düşlerini kimi gördüklerini paylaşıyor bu internet sayfalarında. Şimdi yazacaklarım bu kişilerden bazılarını üzecek.

Bu günlükçü arkadaşların bazıları madde bağımlısı sanırım. İçlerinden biri toplam 7 arkadaşına kreativ blog diye uydurma bir ödül veriyor ve blogunda sevdiği 7 şeyi yazıyor. Ödülü alan herkes aynı şeyi yapıyor. Bu ne saçma şey dediğinizde eleştiri kaldıramıyorlar.

Üzerinde duracağım konu yüzünü göstermeye cesaret edemeyen, profilindeki yaşadığı memlekete Tanzanya yazan, kendi kendilerine saçma sapan bir ödül veren abuk günlükçülerin bozuk ruh halleri değil. Konu günlüklerinde kullandıkları dil.

Dil diyorum çünkü okuduktan sonra bu dil Türkçedir diyemiyorum. Ne kelimeleri doğru yazabilmişler ne noktalama işaretlerini doğru kullanmışlar. Bu arkadaşlara pek bulaşasım yok doğrusu ama uzaktan uzağa bir ricam olacak.

Arkadaşlar ya doğru düzgün Türkçe ile yazın veya yazmayın. Ödül vermeden olmaz diyorsanız Türk dilini en iyi kullanan arkadaşınıza ödül verin de bir işe yarasın.

22 Ağustos 2009 Cumartesi

Anla Beni

Anla Beni

Bakıyor görmüyorsun
Ne sana muhtaç beni
Ne nefessiz halimi anlamıyorsun
Büyüyorsun içimde ağrılı bir çıban gibi
Yüreğimle besleniyorsun

Kurumuş bir nehir gibi çatlamış gözlerim
Avuçlarımda yüzyıllık çınar kırışıklığı
Sen ise bana güneşten bahsediyorsun
Kanım akmıyor
Anlamıyorsun

21 Ağustos 2009 Cuma

Alfabe

Alfabe

A’da doğdum
Çocukluğum geçti B’de
C’de gençliğe attım adımımı
Ç’nin çengeline takıldım düştüm
Ayağa kalktım D ile
Merhem oldu E yüreğime
Zaman aktı gitti böyle

Sonra N çıktı karşıma ansızın
Değişti dünya bütün
N’nin her köşesi canımı yaksa da
Bir başka mutluydum artık

Bütün kuş isimleri N ile başlar oldu
Bütün sevdalara N kazınmıştı
Kalpler N şeklindeydi gözümde
Bütün harfleri geçtim
Elif ve alfa bile kıskandı N’yi

Tuttum
İlk harfi yaptım alfabemin
Anlamadı

En çok Z darıldı bana
N’de ölmek istediğim için

Şiirlerim

Şiir kitabım Kara Kapılar geçen yıl Nisan ayında çıktı. Yazdıklarımı merak eden tanıdıklarım veya tanımadıklarım kitabı aldı. Birkaç tanımadığım kişi kitabı aldıktan sonra bu günlüğü keşfetti. Ama hala şirlerimi hiç okumamış olanlar var.

Otuz yılın günlüğünde kitapta yer alan bazı şiirlerim var. "Şiir" etiketini tıkladığınızda var olanları okuyabilirsiniz. Yavaş yavaş kitaptaki ve yayınlamadığım diğer şiirlerimi de Otuz yılın günlüğüne yazacağım. "Şiir" etiketini tıklayarak tüm şiirleri okumak mümkün olacak. En kısa zamanda şiirleri günlüğe yazmaya başlayacağım. Umarım beğenirsiniz.

20 Ağustos 2009 Perşembe

Sağlık Problemleri

Geçen hafta babamın çift taraflı direk kasık fıtığı ameliyatı için koşuşturduk. Önümüzdeki pazartesi günü ben de çift taraflı indirek kasık fıtığı ameliyatı olacağım. Kasık fıtığı konusunda uzmanlaştım sayılır :)

Kanuni Sultan Süleyman'ın söylediği gibi:
"Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi"

Sağlığımın kıymetini geç olsa da anladım ve sigarayı 10 gün önce bıraktım. Siz de sağlığınızı önemseyin ve sağlıcakla kalın.

10 Ağustos 2009 Pazartesi

İki resim arasındaki farkı bulun!


İki resim arasında bir fark yok. Konu üzerinde uzun uzadıya yazacak birşey de yok doğrusu. Bu yazıyı son sigaramı içerken yazıyorum. Hem sağlığımı daha kötüye gitmekten kurtarıyorum hem sigaraya ödediğim para ile bireysel emeklilik yaptırıp kendime daha iyi bir gelecek hazırlıyorum.

2 Ağustos 2009 Pazar

Yassıca Adası, Göcek

Geçen haftalarda Ölüdeniz'de tatildeydim bildiğiniz üzere. Fethiye'den 12 Adalar tekne turlarına katıldım. Cennet gibi bir yer gerçekten. Doğru düzgün fotoğraf çekemediğim için başka bir fotoğrafı aşağıya ekleyip olayı anlatayım.


Fethiye limanından demir alıp 20 metre açıdık ve teknelerden biri pis su tankını limanın orta yerine bırakıverdi. Deniz tamamı ile kahverengi bir pisliğe döndü. Ben yine dilimi tutamadım ve küfrettim. Turizmden ekmek yiyen tekne sahiplerinin böyle birşey yapması inanılır gibi değil.

Tura katılmamın tek nedeni yukarıda fotoğrafını eklediğim güzelliği görmekti. Bu fotoğrafı görmüştüm ve mutlaka oraya gitmek istiyordum. Maalesef adı Yassıca olan bu ada fotoğrafta görüldüğü gibi değil. Sahilin her metrekaresinde bir gezi teknesi demirlemişti. Teknelerde yemek pişiriliyor ve yeniyordu. Yaşam alanı olmayan ada üzerinde köylüler çadırlar kurup börek çörek satıyorlardı. Ortalık leş gibi kirliydi. Teknelerin denize bıraktığı pislik cabası. Teknelerin attıkları demir deniz yüzeyini gözle görülür şekilde bozmuş.

Bazı koylara tekne girişi yasaklanmış bölgede. Buranın da kesinlikle yasaklanması gerekir dedim. Hatta belki son defa gelenlerden biriyimdir dedim.

Nitekim öyle oldu. Geçen gün Göcek çevresinde bulunan koy ve adalara tekne turları yasaklandı veya kısıtlandı. Halk biraz haklı olarak ayaklandı ama olması gereken bu. Artık gezi tekneleri ve pis su tankı bulunmayan hiçbir tekne bu cennet parçası güzellikleri kirletemeyecek.

Bu kararı alan her kimse ellerinden öperim. Çocuklarımız bu güzellikleri sizlere borçlu olacak.