16 Yaşında ilk şiirimi yazdığımda ne şiirden anlardım ne de şairleri tanırdım. Bir Ankara gezisinde kuzenim Tolga’nın bana hediye ettiği Ümit Yaşar Oğuzcan kitabını tren ile dönerken okudum. 453’üncü sayfayı hala unutmam!
Aslında Tolga bana bir kitap değil, bir hayat hediye etti. Doğrusu bunu yeni anladım. Nitekim daha önce anlamış olsaydım bine yakın şiirimi imha etmezdim. Şiirlerimi saklayıp, kimseye okutmayıp, kızdığımda da yırtıp atardım. Sonra bir şiir sitesinde takma isimle şiirlerimi yayınlamaya başladım. Birçok forumda şiirlerimin yazıldığını gördüm. Bu bana büyük bir haz verdi.
En sonunda şiirlerim bir kitaba döndü, Kara Kapılar. Bu dünyadan göçtüğümde arkamda bırakacağım en önemli varlığın Kara Kapılar olacağını düşünüyorum.
Kitabı satın almak için: http://www.netkitap.com/kitap/80307/kara_kapilar.htm
PDF olarak indirmek için: http://ubuntuone.com/p/BpA/
Kitaptan birkaç şiiri burada paylaşayım.
Adam Gibi Yaşamak
Her canlıya bahşedilmiş
En büyük nimettir ölüm
Bir nevi kurtuluştur ölen için
Kalanlara ise zulüm
Biri ölen için ağlar
Biri öleceğini hatırladığından
Köşede kalmış yitik biri ise
Ağlar halâ yaşadığından
En çok doğru düzgün sevmiş olan ağlar
O doğru düzgün sevilmemiştir çünkü
Hep aynıdır dertler hep aynıdır acılar
Eziyetler aynıdır, ha yarınki ha dünkü
Madem ölüm var, adam gibi yaşamalı insan
Sevdiği kadar sevilmeli
Öyle olmuyor ama
Yok dünyanın 'adalet'i
Öyleyse darılma yaşadığım için ağladığıma
Bu işkence bitmeli
Adam gibi yaşayamıyorsak
Adam gibi ölmeli
Seni Sevmek ve Sensiz Olmak
Seni sevmek
Ve sensiz olmak
İkisini aynı şiirde
Aynı yazıda
Aynı mektupta anlatmak
O kadar zor ki
Önce seni sevmek düşer
Kalbin en değerli yerine
En zayıf noktasına
Tam ortasına
Yeniden doğmuş gibi olur tüm beden
Yeniden yaratılmış gibi
Güneşi ilk kez gören bir bebek misali
O bilindik gülümseme düşer
Sana susamış dudaklara
Bahar çiçekleri büyür usul usul
Göçmen kuşlar geri gelir
Renklerinden bir gökkuşağıdır artık hayat
Her gün yeniden doğuverir
Sonra sensiz olmak
Bir kobra zehri gibi
Ansızın
Hızlıca
Ölümüne girer şahdamarından insanın
Göz kırpmaya fırsat yoktur
Can bedenden ayrılır
Tırnak etten ayrılır
Kan damardan ayrılır
Sana doğru akar
Seni sevmek
Ve sensiz olmak
İkisini aynı şiirde
Aynı yazıda
Aynı mektupta anlatmak
O kadar zor ki
Aynı vücutta yaşamak ise
İmkânsız
Bitti
Bildiğin adam değilim artık
O adam gitti
Kendimi bile inandırdığım
Yalan bitti
Rehber
Hayatını yalanlar üzerine kurmak
Yalanını hayatlar üzerine kurmaktan
Daha kötü değildir
Sen ve Ben
Biz aynı telden çıkan notalar değiliz sanki
Aynı renk değiliz bir palet üzerinde
Bir elmanın iki yarısı da değiliz belki
Başka arılarız başka çiçeklerde
Ama aynı yolun yolcusuyuz
Seslerimizden çıkıyor yeni notalar
Renklerimizle güzelleşiyor duvardaki tablolar
Suyunla dönüyor gönlümdeki değirmen
Damla damla bulaşıyor suyun unuma
Hamur olup doğuyoruz başka bir dünyaya
Aşkın ateşi pişiriyor bizi ağır ağır
Sen kokan bir ekmek oluyoruz sonunda
Beyaz
Dört yanım beyaz bu gece
Boş sokaklar bembeyaz kar
Sokak lambasının ışığından
Korkar karanlıklar
Beyaz kazaklı resmin odamda
Bir abide gibi dikilir
Beyaz gecelerin ortasında
'Bir adam'ın haykırışı yükselir
Ben beyazı güzel bilirdim
Saçlarım ağarana kadar
Oysa en acı şiirlerimi
Beyaz sayfalar saklar
Bu beyaz gecelerde
Beyaz tenin gelir aklıma
Beyazlar içinde
Kara bir hüzün başlar
İki Resim
İki resim
İki yol ayrımı gibi
Belki önümde duruyor belki arkamda
Bir sevda iki gönüle sığmadı sanki
Senin içindi ne yaptımsa
İki resim
Resimlerde gülmüşüz şimdi ağlasak da
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder